IŞİD, Osmanlı ve yeni Eburiğal’ler, Lawrence’ler

Prof. Dr. Faruk Beşer 2022-06-10

IŞİD, Osmanlı ve yeni Eburiğal’ler, Lawrence’ler

Üç dört gün önce Suudi Ukaz gazetesinde Hâni ez-Zahirî yazar adıyla bir makale yayımlandı. (https://www.okaz.com.sa/article/1715051) Bizdeki bazı gazete ve haber siteleri de, ağzına sağlık der gibi bu makaleyi haber yaptılar. Makalede özetle şunlar söyleniyordu:

“Bugünlerde dünya kanlı terör örgütü IŞİD/DAİŞ in bitirildiğini kutluyor ama ben bundan önceki pek çok makalemde de yazdığım gibi aslında bu ilk değil, ikinci IŞİD’dir. Birincisi ortaya çıkması ve yaptıklarıyla bunun tamamen aynısı olarak 1299’da kurulan Osmanlı Hilafeti’dir. O da IŞİD gibi hilafet olarak ortaya çıkmış, ömrü boyunca IŞİD’in yaptıklarının aynısını yapmış, vurmuş, kırmış, gasp etmiş ve 1923’te yıkılıp gitmiştir. Daha önceki makalelerimde İhvan hareketinin de Osmanlı Hilafeti’nin devamı olmakla övünen bir terör örgütü olduğunu yazmıştım”.

Zahirî’nin Ukaz gazetesinde yazdıklarının özeti bu. Aslında hiç yorum yapmadan bile Zahirî’nin derdinin IŞİD ya da Osmanlı değil, Hilafet, İhvan ve İslam olduğu anlaşılıyor. Tıpkı Batılı efendilerininki gibi.

Osmanlı’nın hilafetle başlamadığının üzerinde durmayalım.

Bu söyledikleri benim gibi tarih bilgisi çok kıt olan birisine bile çok şeyler hatırlatıyor. Resulüllah Habeşli Bilalı, Farslı Selman’ı, Bizanslı Suheyb’i yüce bir dava uğruna bir araya getirerek kardeş yaptı ve cahili bir toplumdan bir Medine ve ardından bir ümmet ve bir medeniyet çıkardı. Ondan önce Zahirî’nin sözünü ettiği çalma çırpma ve gasp gibi şeyler, emsali hiç görülmedik şekilde o toplumda vardı. Akif’in dediği gibi, ‘Dişsiz mi bir insan, onu kardeşleri yerdi’. Arap milleti ve ardından onu izleyen diğer milletler İslam’la zilletten izzete çıktılar. Tıpkı, Hz. Ömer’in dediği gibi, yağlı deve etlerini yiyip ellerini dahi yıkamasını bilmeyen bedeviler İslam’la dünyanın efendileri haline geldiler. Bilahare şairleri şöyle diyecektir: ‘Benim babam artık İslam’dır, başka babam yoktur benim. Varsın onlar Kays ya da Temim’den gelmekle övünedursunlar’.

Ve Resulüllah’ı izleyen halifeleri ve tarih boyunca öyle ya da böyle hilafeti sürdüren farklı milletler, hataları ve eksiklikleriyle beraber bu izzeti bin yılı aşkın bir süre bayraklaştırdılar. Sonunda bunu anlamayanlar Resulüllah’ı değil, Ebu Riğal’i izlediler. Ebu Riğal Kâbe’yi yıkmaya gelen Ebrehe ordusu ile içeriden işbirliği yapıp onlara yol gösteren bir Mekkelidir.

Ama bedevi ruhlu insanlar hep var oldular ve İslam’ı anlamadılar. Kuranıkerim onlar için şöyle buyurur: ‘Bedeviler/a’rab küfür ve nifakta en aşırı, Allah’ın resulüne indirdiklerinin sınırını tanımamaya en yatkın insanlardır...’ (Tevbe 97). Tarihteki Hariciler de, günümüzdeki IŞİD de İslam hilafetinden değil bu bedevi ruhtan çıktı. Ey Zahirî, siz de biliyorsunuz ki, IŞİD’i Osmanlı ya da İhvan Hareketi değil, sizinkiler size kurdurdu ve görevini tamamlayınca da bir başkasını kurmak üzere sonlandırdılar. Kaşıkçı cinayeti de IŞİD’in iktidar versiyonudur.

Şunları da hatırlamalısınız; Osmanlı’nın yüzyıllarca yönettiği Ceziretülarap o sizinkilerin Lawrence’inin, Şerif Hüseyin’in ve günümüzde de bolca bulunan Zahirî gibi yeni Eburiğallerin, ortaya çıktığı son dönemlere kadar tarihinin en müreffeh ve en güvenli dönemlerini yaşamıştır. Petrolün olmadığı o dönemlerde Osmanlı, Haremeyn’i adeta kuş sütüyle besledi. Hiçbir Osmanlı padişahı ‘Hâinü’l-haremeyn’ olmadı. O Osmanlı ki, hakkında Resulüllah o meşhur sözünü söylemişti: ‘İstanbul bir gün mutlak fethedilecektir, onu fethedecek kumandan ne güzel kumandandır, onun askerleri ne güzel askerlerdir’. O zamanki Arapların petrolü yoktu ama Osmanlı sayesinde şerefleri vardı. Osmanlı gittikten sonra petrolünüze rağmen geldiğiniz nokta ortada. Üç buçuk Yahudiye temenna duruyorsunuz. Yıkılıp gitmesiyle sevinç duyduğunuz Osmanlı’nın ırkçı işbirlikçiler tarafından yıkılmak üzere olduğu can çekişme günlerine kadar Yahudi sizin başınıza hiç efendi olamadı. Bugünkü haliniz belli. Osmanlı ırkçı ulus bir devlet, bir Türk devleti değildi, İslam ümmetinin bir hilafeti idi. Tıpkı Resulüllah’ın Selman’ı, Suheyb’i, Bilal’i kardeş yaptığı gibi, o da Arabı Türkü, Kürdü, Afrikalıyı, Avrupalıyı kardeş yaptı. Ama bugün; İslam, İhvan ve Hilafet düşmanlığı yaptırılan siz laik Araplar aynı ırktan olduğunuz halde birbirinizi boğazlıyorsunuz. Yemen’i, Suriye’yi, Irak’ı Siyonizm hesabına perişan eden sizsiniz. Allahtan ki, İslam’ı bilen Arap halkları sizin gibi düşünmüyor. Zaten korkunuz da bundan. Korktuğunuz başınıza gelecek, korkmanıza değer.

Unutmayın, bu ümmetin başı ne ile aziz oldu ise sonu da ancak onunla aziz olacaktır. Bizi de sizi de kurtaracak olan yeniden İslam kardeşliğidir. İhvan’ın da hem ismi hem iddiası budur. Eğer bilirseniz.

Anahtar Kelimeler :

Paylaş


Yorum Sayısı : 0